5 Ocak 2013 Cumartesi

NANO TEKNOLOJİ


Koltuk takımının evlenirken ya da kiradan kendi evine çıkarken, kendi evime yatırım yapıcam adı altında alınan eşyaların en önemlisi olduğunu biliyoruz .Peki gel abicim sana şu modelimi gösteriyim diyor,güvenli tavrından ve takım elbisesinden etkilenip peşine takılıyorum.asansörün tuşuna basıyor.Gergin bekliyoruz.kravatını düzeltip kendini tanıtıyor Ahmet Işıklı! evet soyadını da söylüyor .Ağır aaabili dizilerden alışmış ya da markalaşmak isteyen genç takım elbiseli ama yüzünde de “muhafazakar esmerliği”olan bi satış danışmanıyla karşı karşıyayım diye düşünüyorum.O sıra asansör geliyor.olması gerekenden geniş bir asansör ,yerdeki “kıymık”lara bakılırsa eşya da taşınabilen bir asansör.biniyoruz..aynada gözgöze geliyoruz.ayna görünce bakıyorum(ben maymundan değil evet muhabbet kuşundan geliyorum)istediğimiz kata ulaşınca asansörün Avrupa standartlarına uygun 2inci kapısı “bıngg” efektiyle açılıyor.Kapıyı itip çıkıyoruz.5inci kattayız.koltuklara bakarak bu katın bakmaya değil almaya gelen müşterinin çıkarıldığı bi kat olduğunu anlıyorum.Takım elbiselinin buyurun anlamına gelen baş eğişiyle ilerliyoruz.İlk gösterdiği türk ailesi koltuğu oluyor.Bunu yastıklarındaki yanarlı dönerli kelebek motifleri ve koltuk başlarındaki(maç izlerken üstüne oturulan yer)yaldızlı işlemelerden anlıyorum.
Sessizce bakıyoruz
-Yok..
Diyorum.Peeeki güzel aaabicim ben de neleri var anlamına gelen göz kısışını yapıyor.İlerliyoruz…Az ilerde padişahlara layık bir divan görüyorum.soruyorum: “ Aaa bunu “da” alan var mı?
Alıcağımı sandığını sanıyorum. Olmaz mıı…isminizi bağışlarmısınız? Diyor. İsim sormanın esnaf versiyonuyla karşı karşıyayım.Şaşkınlığım kısa sürede atıp Onur diyorum.Bak onurcum diyor.onurcum oluyorum.Yurt dışına sattığım modellerden diye başlıyor anlatamaya.Gözüm ilerdeki koltuk takımına çarpıyor.Beyaz ve modern kesimli bir takım.Evet evimiz “modern”döşensin istiyorum.Tanzimattan bu yana gelen bu akımın etkisinden kurtulamıyorum.Belli ki takıma olan övgüsü bitiyor.”Hıııığ” diyorum.Peki ya şu ilerdeki ne kadar diyorum.Gözlerimdeki sevgiyi görmüş olmalı..Hemeeen diyor.sade bir şey aradığımı anlıyor.Ağzıma bal çalmaya başlıyor.”Bak abi neydi adın Onur.bak Onurcum ben bu modeli İtalyan kataloğundan..” diye devam ediyor Avrupalılaşma sürecimi fark etmiş olmalı.Beyaz olduğu için kir tutmaz mı adlı ilk akla gelen soruyu sormama fırsat vermeden NANO teknolojisinden ,12 milyon sürtünmeye kadar dayandığına,koltuğun yastığının iç malzemesine kadar bol terimli bir sunum izlerken buluyorum kendimi.”-Peki ozaman e alalım bunu” diyorum. Hemeeen anlamındaki kafa eğiliyor yine.Fiyat soruyorum BANA yapacağı güzelliklerden bahsediyor.Peki diyorum el sıkışıyoruz.Elimi dakikalarca sıkarak bir şeyler anlatıyor,o an beynim sadece elimin terlemesine odaklı, hiçbir şey anlamıyorum.Dükkandan çıkarken  aklımda bir tek şey kalıyor.ve kendimle konuşmaya başlıyorum.”12 milyon sürtünmeye kadarsa e iyidir bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder